Ana sayfa
Kullanıcı Adı: Şifre:    Üye Ol   |   Şifremi Unuttum
Müzisyenler Odası
Ressamlar Odası
Fotoğrafçılar Odası
Yönetmenler Odası
 Helen-3
Kundaklanmış cesetleri sahipleniyor işgüzar ruhum ve bütün ölüler bende uyuyakalıyor. Ölüler, dökün benden cüzamlı ayrılıkları; öperek tenimin yozluğunu. Hesaba vakit erkenken kefen biçin yüreğime soğuk ellerinizle. Ölüler, aksi bir heyecanla ölmek kolay değilmiş anladım. Anılar bir vagon yükü zamanla beynime yığılıyor. Oysa anı dediğin unutulası bir cinnettir, nedamet uğruna terk ettiğim. Lüzum yok inkara Helen, yalnızlığım beni kıyasıya aldatıyor. Alfabenin kaçıncı harfine denk geliyor adının gölgesi bilmiyorum ama yüzün söze kıyacak kadar ölümcül. Mahva davetiyedir nazarı yıkan gülüşün. Gidişime erken kalan ne çok yaram vardı, sana rast gelmesi rastlantının dışında kalan ve illa ki kavrulmalıydı yağmur son İstanbul seferi silinsin diye. Söndür kandilleri bu gece Helen. Yanmanın telaşından susarak kaçmak helal kılındı.

Ayrılık ölümün kaç yüzüyle kardeş ve hangi yüzü senden yana gülüyor? Günahın aynasında göremediklerim görebildiklerime dahil mi ve dahi ıssız mı ellerim senden yana? Kirpiklerinin hangi yanından düşsem uçuruma ilikleniyor parmaklarım. Dermansızlık sızıyor dizlerimden sana yürümenin yanılgısına. Esrarın demi kendinde harap. Eprimişliğim ciğerlerimden başlıyor öksürüklü hüzünle alnımı terletmeye. Canım canından firar etsede öp acıyı bağrından, bak nasıl daralacak soluğum. Bütün kanayışlarım yalan. Yalnızca kendime kıyamıyorum. Sana söylemedi mi aşk, benim kimsesizliğim kimseyi sevemez. Ben terk ettiklerine uğrayan bir dalgayım. Tanrım bana sevmemeyi öğret.

Issız lahitlerin kasvetini göğsüme sürüyor keder. Paramparça bir düşün sefil kırıntılarını döküyorum yanağımdan lam elifle. Yok olmaya namzet olsa da tanrıçalığın, giderayak yokluyorum halatın son düğümüne takılan soluğumun dudağınla dudağım arasındaki koşuşturmacasını. Öpsem şimdi seni kirpiğinden boğazıma yığılır gidişlerim. Durdurma beni kendine Helen. Yokluğumu paylaşamıyorum. Bizi bizden başka kim yoklaştırır aşka karşı? Şiire kaysa parmak uçlarım yıldızlardan sıyrılır rengim. Söylesene, sen darağacına sürgün bir tanrıça değil misin? Tırnak diplerimde saklanan kirli düşleri kaypak nehirlerin cana ziyan durgunluğunda yıkayarak aşındırıyorum olmamışın izdüşümünü. Ol denilince eskise de aşk boyu kıvrılarak üşüyen serencamım, yazgımda aşkı taşıyorum. Bir bir yıkılıyor hasretin direkleri düş uçlarıma. Surete yalan değil mi son bakışın? Tut beni Helen düşersem müntehirim.

Öldüre öldüre yaşayacak derman bırakmadın ey hayat! Çek korkunun hayasızlığını iliklerimden. Çehreni karanlığa daya da öyle ağla esmer kız. Gece simsiyah yağsın üstüme. Ne olur çek protestolu bakışını, güneş karanlığa saklanmadan erimesin saçlarındaki acemi kar. Yorul ve düş! Aşkın gizlerinde sırlanan gidişler aşikâr ona. Şimdi ben ona kul nazarını unuttururcasına seni sevmeyi özlüyorum ve yine nefes nefese çığlıklarımın iz arası.

Kestim dokunuşunun mübarekliğini taşıyan saçlarımı, parmaklarının izi bende kalmasın diye. Ağlayışının tuzuna bulanan omzuma doğru salınmıyor artık. Git, sana mecburluğum mecnunluğum kadar taşınmaz olsun. Varlığımdan çek ruhunun büyüklüğünü, titremesin mum ışığının loşluğu ciğerimde. Şakağımdan denizleri kirleten, sayrık mahvoluşları kutsayan karartılmış yıkıntılar akıyor. Kalabalık sesler yokluyor tekilliğimin sancısını. Aşkın dinine hurafe kalmadan mühürlü güzelliğin, acımı arkamdan toplayarak git. Gözlerinin kutsallığına bin şiir yazılır da yanlış zamana denk gelir bütün cümleler. Asırlık hasretimin beklenileni olsanda vurdum kalp götürmez hicranımı seni beklerken. Dokunma gülüşünden yekpare kurtulan yanlarıma ne olur, acının hazzında kutsanan coğrafyam silinmesin.

Ben vazgeçiyorum yılların üstüme abanan tecellisi bende kalsada. Ağır olsa da vebal, kan içicilerin emeli olmaya razıyım. Razılığım aşkı elvedaya sarmayışımdan. Saçlarını savuran rüzgarın yüzümü sarmalayışının hayali doldururken geceyi yemin ettim dokunuşunun şahane kahrını unutmaya ve tek celsede kanımdaki seni dondurmaya. Bu kış izarına gül inmiş, dağılsın yüzüm bahar-ı beyzanın dinmeyen hicranında. Dizeye bir kahırlık nota. Gittim, masallara elveda.

Bir otobüs dolusu yalnızlık seferi düzenle içime. Yoksa geçilmiyor paslı gülüşlerle bezediğim düşlerimin hal kapısı. Dileğim alıp götürmekti seni; gelmeler gelmedi benimle. Bir sen kaldın bıçağın ucundaki kan damlasını kaşlarına sürüp geçmişi erteleyen deli. Bu devran böyle sürmez. Bu ağıt sende kalmaz. Vakit varken ömrünün son trenine kirpiklerini yolduğun o ölü kızı kaldır teneşirden Helen. Kimse benim yokluğumu bilmiyor nasılsa.

‘’Aşk elinden avareyim’’. Suçsuzluğum suçumdur. Başka bir hayatın iflahı mümkün olmayan eşkiyasıyım. Yalanla dokunulduğunda pul pul dökülür gözlerim. Kanım uğramaz damarıma ve teneşir bahçesine uğramaz tenim. Haylazındım. Ne çok çalardım seni senden gizlice. Seni tanımlamaya çalıştıkça ben sende anlamımın anlamsızlığını gördüm.

Helen! Sen etten ve kemiktensin. Tanrı’nın aşk diye can verdiğisin. Beni ölüme verme bırak sende öleyim…
Bu şiir Mayıs-2005 tarihinde yazılmıştır.


Telif Hakkı Koruma Sistemi
   Bu şiirin telif hakları Cengizhan Konuş' e aittir. Şair, telif hakkı koruma sistemi dahilinde bu şiirinin sadece izin alınarak paylaşılabilmesi izni vermiştir.
Şiir paylaşım izni almak için lütfen tıklayınız.


Not: Tüm şairlerimizin şiirleri, telif hakkı koruma sistemi dahilinde korunmaktadır. Başka sitelerde verilen Yayın Kodu Linkleri doğrudan sitemize gelmekte olup, yayınlanan sitede yayın izni verilip verilmediğini kontrol etmektedir. Yayın Kodu Linki bulunmayan şiirleri lütfen şairlerimize bildiriniz.


Cengizhan Konuş tarafından yazıldı.
25.3.2008 21:19 tarihinde eklendi.
1789 kere okundu.

 
 
Hakkımızda   |   Yardım   |   Hizmet Sözleşmesi   |   Bize Ulaşın   

Copyright ©2007-2024  AkliminOdalari.Net (AON). Her hakkı saklıdır.
Tüm eserlerin telif hakları sanatçıların kendilerine aittir.
Eserlerin izin alınmadan kopyalanması veya kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanuna göre suçtur.0,93 saniyede yüklendi.