Kayıp bir sonbaharda gittin sen sevgilim.
Kayıp bir sonbaharda avuçlarımdan çekildin.
Sisli bir gecede sonsuzluk trenine atladın.
Ne arkana baktın, ne de geride bıraktıklarını düşündün.
Pervasizca terkettin beni o sisli gecede.
Ansızın girdiğin hayatımdan gene ansızın ayrıldın.
Halbuki tadı damağımda kaldı aşkımızın.
Kaç gecedir o lanet peronda bekliyorum geri dönmeni.
Ellerimde solgun çiçekler, yüzüm asık, gözlerim yaşlı.
Ne ben ne de kalbim, hala kabullenemedik biz ayrılığı.
Kaç mevsim geçti senin gidişinin ardından.
Sen yoksun, mutluluk yok ve hayat bir o kadar sıradan.
Sorma fırsatım dahi olmadı neden gittiğini.
Kendimi sana adamıştım, eksik olan neydi ki ?
Neydi ki seni benden böylesine ayıran ?
Neydi ki ansızın bir gecede trene atlayıp kaçman ?
Olacak iş mi bu yaptığın ?
Kayıp bir sonbaharda gittin sen sevgilim.
Kayıp bir sonbaharda avuçlarımdan çekildin.
Sisli bir gecede sonsuzluk trenine atladın.
Ve beni ölene kadar, hayatım kadar saçma olan bu peronda;
Ellerimde solgun çiçekler ile beklemek zorunda bıraktın....