Anadolu’nun uçsuz bucaksız bir köşesinde,
Her gün gelen geçen kuzuların melemeleri,
Ve hafiften rüzgarla yoğrulan tezek kokusu eşliğinde,
Ben sana sürgün, senin aşkınla yanan...
Sigarayı nihayet bıraktım sevgilim,
Artık eskisi gibi de içmiyorum,
Sürgün yerime de iyice alıştım,
Artık seni aramıyor gözlerim...
Kırık bir radyo aldım kendime,
Anca yüksekte oturursam çekiyor,
Benimkisi de şans işte,
Her akşam biraz Zeki Müren,
Ve sana yazdığım bir tomar şiir...
Rüzgar esiyor dağdan ovaya,
Kurtlar uluyor dört bir yandan,
Gece sürüyü götüren çobanlara,
Sürgün...
Ne kötü...
Yıkık kilise avlusunda yazıyorum bu şiiri sana,
Radyom kısıkta olsa çalışıyor,
Anadolu üşüyor, ben üşüyorum,
Kalemim kırıldı sevgilim,
Daha fazla konuşamıyorum..