Adını yüreğimin en rüzgarsız yerlerine astım
Çok sevdim seni
Sabrettim
Sen beni
Siyah bir kentte
Soğuk bir kış gecesine astın
Çok sevdim seni
Gökyüzü mavisi gözlerine bakarken
Daldım, çok derinlere daldım
Ve kendimi
Yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde buldum
Çok sevdim seni
Ufak bir tebessüm vardı yüzünde
İrkildim
Umut yüklü yüreğimin
Boş hayallere dalıp dalmadığını öğrenmek istedim
Bekledim
İnsana yakışmazdı benim bekleyişim
Yüreğime dokundun canım yandı
Ne tatlı dedim verdiğin acı
Durdum
Masamın üzerinde duran resmine baktım günlerce
Sabrettim, insana yakışmazdı benim sabrım
Çok sevdim seni
Direndim
Azalmadım kendime ve sana
Düşündüm, yine düşündüm, yine düşündüm
Farkında mıydın bilmiyorum, ama
Çok sevdim seni
Dinledim, direndim, konuştum
Ben bunları yaparken
Sen sustun
Konuştuğum benim hangi serseri yanım
Şimdi ben dinliyorum
Sense yine susuyorsun
Yüreğimin en rüzgarsız yerlerinde
Fırtınalar koparıyorsun
Ve senin gemin karaya oturuyor
Bu bir son mu oluyor yoksa bir başlangıç mı
Bilmiyorum ama
Çok sevdim seni
Yüreğinin kapısının zilini çaldım
Açılmadı o kapı bana
Kimin yüreğinin zilini çalsam
Hep kapalı kapılar ardında kaldım
Yüreğinin kapısının önünden dönmem
Öldürüyor beni, çünkü
Oraya gelene kadar karlı yollardan fırtınalardan geçtim ben
Geri çağırmadın
Oysa çağırsan gelirdim biliyorsun
Senle geçirdiğim günleri düşünüyorum
Ve bir yandan da seni arıyorum yüreğimde
Ah vurulası yüreğim
Çok sevdim seni ...