Ana sayfa
Kullanıcı Adı: Şifre:    Üye Ol   |   Şifremi Unuttum
Müzisyenler Odası
Ressamlar Odası
Fotoğrafçılar Odası
Yönetmenler Odası
Ana Sayfa > Şairler > Sezai Karakoç > ... Ve Mona Roza
 ... Ve Mona Roza
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi
Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara
Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi
Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara
Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara

Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü
Ve boğazımı sıktı parmaklar ince uzun
Günahkar toprağımın saçından bir tel düştü
Sana ne olmuş Roza, bir derde tutulmuşsun
Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti
Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun
Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü

Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa
Her şeyim sizin olsun, hep sizin, kesik başlar
Rüyasında örümcek başlarsa ağlamaya
İçine gül koyduğum tüfek ölmeye başlar
Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa
Gibi ölüm önünde özbenliğim yavaşlar
Öyleyse bu şapkayı atıyorum ırmağa

Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır
Ve kediler de her gece sürünür yastıklara
Denizleri bahtiyar eden günler kısalır
Satılmayan çiçekler zehirli ve kapkara
Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır
Bir geyiğin eriyen gözleri düşer kara
Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır

Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık
Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi
Sana da Mona Roza, taşbebeği bıraktık
Ellerinde kılıçlı balıkların bir dişi
Senin hatıran kadar büyük, yeni, karanlık
Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi
Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık

Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim
Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura
Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim
İtimat edeceğim şu belalı yağmura
Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim
Asılmış bir adamın iki eli yağmura
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim

Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni
Ve bir şehir yaratmak ruhundan Geyve diye
Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni
Katıvermek sessizce söylenen bir türküye
Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni
Ve son vermek bu bitmeyen şarkıya
Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni

Sana tavus kuşunun içine girdiğini
En son söz olarak söylemek istiyorum
İçimde tavusların kaybolduğunu
Bana da bir çift ak kanat kaldığını
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum
İçime girdiğini, tüyünü yolduğumu
Son, en son söz olarak söylemek istiyorum

Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi
Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara
Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi
Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara
Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...


Telif Hakkı Koruma Sistemi
   Bu şiirin telif hakları Sezai Karakoç' e aittir. Şair, telif hakkı koruma sistemi dahilinde bu şiirinin sadece izin alınarak paylaşılabilmesi izni vermiştir.
Şiir paylaşım izni almak için lütfen tıklayınız.


Not: Tüm şairlerimizin şiirleri, telif hakkı koruma sistemi dahilinde korunmaktadır. Başka sitelerde verilen Yayın Kodu Linkleri doğrudan sitemize gelmekte olup, yayınlanan sitede yayın izni verilip verilmediğini kontrol etmektedir. Yayın Kodu Linki bulunmayan şiirleri lütfen şairlerimize bildiriniz.


Sezai Karakoç tarafından yazıldı.
16.10.2008 01:09 tarihinde eklendi.
1183 kere okundu.

 
 
Hakkımızda   |   Yardım   |   Hizmet Sözleşmesi   |   Bize Ulaşın   

Copyright ©2007-2024  AkliminOdalari.Net (AON). Her hakkı saklıdır.
Tüm eserlerin telif hakları sanatçıların kendilerine aittir.
Eserlerin izin alınmadan kopyalanması veya kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanuna göre suçtur.1,22 saniyede yüklendi.