TÜM YAZI ŞİİR VE SÖZLER ŞAHSIMA AİTTİR. . . ! ! ! YASİN YEŞİLTEPE
Bu yalnızlığımda emeği geçen tüm "aşk"larıma teşekkür ederim..Beni sizler yok ettiniz..!...
Sen hiç sevdin mi? YOK YOK yeni aldığın ayakkabıyı çantayı sever gibi değil... Yeni doğmuş çocuğunu kucağına alıp sevmek gibi...
Söyleyeceğim şeyleri bünyen kaldırır mı acaba ? Benim onları söylemeyi bünyem kaldırmıyorda ! ! ! Ben en iyisi üç nokta koyayım da sen nerenden anlarsan anla.(". . .")
Aslında biz; aynı sokağın farklı köşelerinde birbirinden "sadaka"(T) bekleyen iki dilenciydik..
Ah be anne, hani derdin ya kızdığında senin yerine taş doğursaydım diye, bedduan tuttu anne, ama ben değil o taş oldu anne..! ! !
Gözünün üstünde kaş var diye bile sevebilirim seni eğer o göz görünce beni parlıyorsa haziran güneşi gibi. .
Uyku problemim var... Ne zaman uyumaya çalışsam "o" içimde uyanıyor...
Geceleri daha çok "seviyorum" gözlerini, Uyurken "ayrılık" konuşmuyorlar...
Sen dolu bedenimle , Yüreğimde ki sevgimle.. Palandöken gibi bu derdimle.. Kalbine geldim dayandım..
Senin aşkına... Senin sevgine... Boyandım ! ! !
Öğle büyük bir aşkım var ki.. Havar.. Havar.. Dedim de yandım..
Deli gibi yüreğimle , Yaşlar dolu gözlerimle.. Şu bi çare ellerimle , Geldim kalbine dayandım..
Madem "KAN" görmeğe dayanamıyordun... Neden dayadın "ELVEDAYI" şah damarıma dayadın...
Ben senin kalbimin orta yerinde durmak istemedim ki.. "hiç"bir köşesi de yeterdi bana...ama ne varkı kalp köseli değil , o yüzden sığınamadım ben sana..
Ben "uyuşturucu"ya para vermem! Gider "aşkım"ın "göz"lerine bakar kendimden geçerim...
Bütün kitaplar seni sevdiğimi söylüyor okurken, Gözlerimi geri ver kadın...!!!
"O" hayallerimin pembesi düşlerimin en mavisi...Gülüşlerimin ağlak prensesi ! !
Karanlık sularda kalemimden süzülen ölü doğan, masumiyet çığlıklı sahipsiz bırakılmış bir cümleydi "Seni Seviyorum"
bazen bir insanın ''yaşayamadıkları'' başka bir insana ''yaşatacaklarının'' habercisidir... Mutsuz bir insanın, çevresindekileri mutlu ettiği gibi!mesela ben gibi...
Öyle bir "aşktı" ki bizimki. "melek" biz yanyanayken "günah" yazacağına, kıskanırdı "kalp" çizerdi "amel" defterine...
İlk müdaheleyi yaptılar "sevgilim" ama çok sen kaybetmişim....Damardan "umur" veriyorlar..Haliyle kendimi "umursuyorum" seni "umursamıyorum.."
Her kalp bazen kabız olur; sıçamaz o 'BOK'tan insanı... ! !
Üç vakte kadar ''yol'' gözüküyor falında... Bunu bilmek için ''falcı'' olmak gerekmezki; ben senden gittikten sonra cehennemin dibine kadar ''yol''un var ! ! !
''sen'' bir yandan yaktın beni ''şeytan'' bir yandan yakacak ! ! ''çifte kavrulmuş'' bir beden kalacak...
Bazen kalbine uğramak Bedenime bir ilaç oluyor Yan etkisi olmayan...
Kan kaybeden garip duygularım ve saf hayallerim için acil taze kana ihtiyaç vardır.Kan grubu önemli deil "ASİL" olsun yeterli...!
Sen aslında; Çırılçıplaklığın ibretlik heykelisin.. Hiçsin, hiçkimsesin.. Havayı kirletir nefesin, Yıkık şarkılar için, bestelenirken silinmesi gereken birkaç harfinden ibaretsin hiç'liğin..
Ne söylesem "duymuyorsun" sevgili ,yoksa "Duy"(g)ularını mı aldırdın..
Ve gözlerin akşamüstü telaşlarına düşer, yorgun bir geceye doğru yalnızlığınla beraber...
Seninde acıyan bi ''iç''in varmı? Ben seni gördüğümde acı'dığı gibi ?
''lafla karın doymaz'' belki ama; laf kalpten geliyorsa ''ruh'' tıka basa doyar.
Böyle uzaktayız ya,zaman sana geçiyor,bana duruken...!
Bazen (SENİ SEVİYORUM ) falan hiçbirşeydir,bakışların birbirine ettiği ( İLAN-I AŞK ) ın yanında...
Özür dilemeye mahkum olduğunuz her kişi ALLAH tarafından size sıkılmış bir kurşundur..
Seni bu kadar çok sevmem hayra alamet değil...Kan akıtmak lazım kan...
Ve ALLAH geceyi yarattı, yalnızlığı ödüllendirdi..! ! !
Gidişi sürmeledin gözlerime...Gider gibi bakıyorum senden sonra ki her aşka...
Erzurum soğuk, ve benim nefesim sadece avuçlarıma bana yeter...
Sen iyisimi müsait bir kalp bul , benden bu kadar soba muamelesi yeter. .
Hüzünle suçüstü yakalandım...Bir şarjör dolusu yüzünü sık yüzüme..
Bırak seni, ayak seslerini bile severdim bana gelişinin.! ! !
En iyi erkek ölü erkektir.. En azından nerde yattığını bilirsin.. :)
ARTIK; Dahamı mutlu herkes... Artık sokakta donarak ölmüyormu evsizler, Açlıktan ölmüyormu kimsesizler, ...Tecavüz edilmiyormu küçücük elleri olan; Küçücük çocuklara Bir kuruş için bin namussuzluk yapılmıyormu, Altın vuruşa kurban gitmiyormu taze bedenler.. Siyasetçiler yalan atmıyormu, İnsanlar kuzu gibi me'lemiyormu. Kimin kafasına vursan ekmeğini vermiyormu Sokak ortasında biri ölüyor herkes yardıma koşuyormu Haksızlığa yeter deniyormu Kimse kimseyi ACITMIYOR MU
Yalnızlığa kurban ettiğim, adağımsın.! ! !
Tüm acılarım dilsiz ve eğitilmiş, Kınından kurtulmuş bir bıçak gibi battı etin etime ! !
Dudağının kenarına biraz ayrılık, Biraz da gidiş bulaşmış..
Ellerime proteini düşük bir aşk bıraktın.
...Aynalara yüzünü tüküren bir ağızım... Gel...Birlikte üzerine yapışmış aşşağılık duygusunu çıkaralım...
Ortalığı toparlamana gerek yok, aşk dağınıktır aradığını bulamazsın..! ! !
ALLAH işaretledi ERZURUM kentini, sen gidince beyaza boyadı, kar değil onlar aslında, sana üşüyen ellerimin kahır beyazı..
Ve yüzün her sabah yüzüme günaydın diyen uyku mağmuru bir intihar..
Şimdi Palandöken'e yağıyorsun ya, keşke banada öyle yağsaydın yar..! ! !
şk susmak değildi , Bu yüzden gitmem gerekti . Ben içerken yudum yudum seni , Sen sek içemedin beni . Kokun değişti , ...Aromali sevmemiştim ben seni ! ! !
Ben şimdi sana yanıp tutuşurken sen kim bilir kimin buz tutmuş yatağına ateş oluyorsun....! ! !
Bizim hamam böceği'nden tek farkımız; "beynimiz." Eğer onu kullanmıyorsak; "ezildiğimizde" şikayet etmeye hakkımız yok...
Bir gidiş günüydü.. Gecesimiydi??.. Yo yo günüydü.. Gökten acı acı gerçek yağıyordu.. Ve delik şemsiye modası baş göstermişti.
...Televizyondaki spiker gidenlere şöyle sesleniyordu; Ayaklarınıza zincir takmadan yola çıkmayınız.. Gittiğiniz şerefsizlerin hayatları çok kaygan...
Korkunç kazalarım vardı benim.. Teninin asfaltına dudaklarımla yapıştım... İki elini ne zaman tutmaya kalksam mahallenin delisi bağırıyordu.. Sadece birini seçebilirsin... Asabını bozdun aşkın.. ...Anti depresan tedavisinde uzun zamandır... Benim gidişi güzel sevgilim...
Giderken gülüyordun ya ! Gelişine ve gülüşüne sokayım..
Neden döndün diye sormuyorum sana, her "köpek" sahibini bilir sonucta..
Kalmadın, Kanadım..... Kan''adı''m..! ! !
Resmi belgelerde ismin yazılmadı yanıma belki. . .Ama ben gayrimeşru düşlerimde bizzat; eşim diye tanıttım seni . .
Göründüğü gibi affedici değilim...Her yalanına bir ihanet hazırlıyorum...
Doğduğumda kulağıma üç kere senin adın fısıldandı sanırım, yoksa ölürken bile adını adım sanmazdım.! ! !
Hani sen benim "herşeyimsin" ya "mal varlığı"m baya çok senin sayende...
Bir fincan çay verin bana, Birde bir dal sigara, Bir tabure verin bana, Birde bir kağıt ve kalem, Oturup hayatımı yazayım size.. ...Büyük harflerle... Fazla uzun sürmez korkmayın, Alt tarafı üç harf tek hece, "SEN" bu kadar bitti işte...
Zerre kadar cehennem ateşinden korksaydım, seni sevmezdim.! ! !
Aşkın sesi, ''Ney'''dir biliyor musun sevgilim? Nefesin..
ALLAH'ım; ''O''nun dönmesi için öyle bir dua öğret ki bana; ''O'' bile ''amin'' desin.! ! !
"güzel" kelimesi seni görse; bu ismi kendisinin haketmediği anlar, "utanırdı."