Ana sayfa
Kullanıcı Adı: Şifre:    Üye Ol   |   Şifremi Unuttum
Müzisyenler Odası
Ressamlar Odası
Fotoğrafçılar Odası
Yönetmenler Odası
Ana Sayfa > Yazarlar > Maça As > Suskunluk
 Suskunluk

Uzun ve soluksuz bir günün ardından bedenin bir parça huzur bulması gereklidir. Ya yazması lazımdır özgür bedenin , yada biraz daha yorulup uyuyakalması..

      Bir yaz günüydü. Gene kendinden nefret ederek uyanmıştı güne. Üstünü giyip gözüne kendine has gözlüğünü taktıktan sonra arabadaki yerini almış ailesini beklemekteydi. Ailesi onun sırtında bir kamburdu adeta. Kurtulmak için duvarlara sürtündükçe dahada fazla dışarı çıkan bir kambur. Kendini kötü hissetmesi için düşünmesi gereken tek şey.. Ve bazen kendini iyi hissettiren tek şeylerden birisi..

      Araba ağır ağır kırsal bölgeleri geçip onun bedeniyle birlikte piknik alanına varmıştı. Olacaklardan o dahil kimsenin haberi yoktu. 3 araba. 3 vasıta vardı piknik alanında. Ve güneş herzamankinden çok daha kavurucu vuruyordu bedenlere. Önce bir kürek çıktı meydana. Daha sonrada sanki ruh eşiymişçesine onu takip eden kazma. Ve iş onun kollarına kalmıştı artık. Var gücüyle toprak eşeleyip , kazması gerekiyordu ilk iş olarak. Çeşme başı açarak kadınlarına su getiren avcı toplar erkek gibi görüyordu kendisini. Bir çok kadının içerisinden bir tek sevdiğine bakıp , birtek ona afeti derya diyebilmesinin sebebi alnındaki terde gizliydi onun için. Vücudundan çıkan her damla , her zerre onu hatırlatıp onun için aktıkça değer kazanıyordu onun için. Ve şu anda çalışırken akıttığı ter , kendisi için tamamiyle değersizdi. Kadınlarına suyu ulaştırdıktan sonra bir ağacın yamacına uzanmaktı niyeti. Usul usul indi çamurlanmış topraktan. Her yanını böcekler ısırsada çektiği sevgili hasretinden daha fazla acıtamıyordu hiçbişey onu. Tam ağaca varacakken bir balta uzandı sağ gözünün üzerinden. Kadınlarının karnını doyurmak için et pişirmesi , et pişirmek için ateş yakması , ateş yakması içinde odun kesmesi isteniyordu kendisinden. İstenileni yerine getirip kendinden başka herkesi mutlu etmeye çalışmaktı ordaki görevi. Ve öylede yaptı. Ormanın derinliklerine dalmıştı. Manzara muazzamdı. Bir ağacın gövdesinde karıncalar yuva yapmış evlerine erzak taşıyorlardı. Bir karınca gördü en arkadan gelen. En ağır yükü taşıyan. Bir çok karınca bir tane ekmek kırıntısını taşıyıp geri çekildikten sonra bile o karınca diğer kırıntıları getirmek için debeleniyordu kendi halinde. Onun çırpınışlarını izledi. Yardım etmedi. Sadece izledi. Karınca tüm ekmek kırıntılarını yuvaya taşıdıktan sonra yorgun düştü. Yuvaya girmek isterken diğer karıncalarla antenlerinin çakıştığını farketti. Ve orada küçük kıyamet koptu sanki. Karıncaların hepsi birden o karıncanın üstüne hücum ettiler. Ve karınca telef oldu. Ölü karıncanın bedeni diğer karıncalar tarafından parçalanıp yuvaya götürüldü. Kendine döndü okların hepsi beyninde bi anda. Bi anda karınca olduğunu farketti. Ve omzundaki balta boynuna kadar yaklaştı. Soğukluğuyla irkildi. Yoluna devam etti.

       Ormanda biraz daha ilerledikten sonra biriki meşe ağacını gözüne kestirip dallarından indirmişti aşağıya. Kendince doğa keşfi yaptığını düşünüp , kendi kendine konuşarak eğlendiriyordu gönlünü. Bişeyler anlatıp sadece kendisi dinliyordu. An oldu o bir doğa gezicisi oldu. An oldu bir izci. An oldu eski çağlardaki avcı toplar erkek. Kadınlarına odun götüren o erkek. Onları doyuran. Vesaire.. Vesaire..

        Odunları toplayıp getirdikten sonra ince bir ateş yaktı. Ve sonra kadınları için erzaklar hazırlayıp onları doyurdu. Gizli bir cigara sardı kimseye göstermeden. Biraz uzaklaşıp kır düzünde içmek istedi. Fakat bahtsızlığı yakasını bırakacak gibi değildi. Köy yerinde ulaşabildiği tek sigara dalı da arka cebinde büzüşmüş yarıdan kırılmıştı. Yarım bir sigara keyfi yaptıktan sonra ailesinin yanına döndü. Uzun , geniş ve garip bir aileye sahipti. Fakat bir türlü sahiplenemiyordu. Hiçbir ortama , hiçbir kimseye aitlik hissedemiyordu. Hep eksiklik vardı içinde. Hep bişeyler eksik geliyordu. Tamamlanmayan bişey vardı. Onun eksikliğini yaşıyordu içinde. Kendi afet-i deryasının.. O deryada bir dalga olup çırpınmak vardı diyordu hergün.. Gün boyu.. Her anında bunu tekrarlayıp efkarını cigara dumanına üflüyordu. Ayrıldı ailesinden. Ormanın derinliklerine gitti. Bir ağacın yüzüne bıraktı vücudunu sere serpe. Gömleğini indirdi aşağıya doğru çırılçıplak. Rüzgarın sesini dinlemeye başladı orda öyle uzanıp. Kendisini izleyip hayran kalanlarda vardı. Acısını hissedip ortak olanlarda.. Özlem doluydu. Hep özlem doluydu. Hep özlem dolu olacaktı. Bir kırık dal parçasıydı o. Üzerine basılmış. Sert görünsede içini küf kurtlarına kaptırmış.. Bir çok kez hırpalanmış. Çok yerden yaralanmış. Ama hep bütünü özleyen eksik bir dal. Hep eksik. Ve sürekli eksik kalacak. Herşey bitmişti artık onun için. O gülücükler hiçti. Piknik bir hiçti. Gülüşmeler espriler hiç. Aile hiçbişey. Rüzgar fısıltı hiçbişey. Öylece dururken kafasından geçenler herşeyi bir anda hiçbişey yapabiliyordu. Herşeyinin yokluğu onun için hiçbişeyin varlığına denkti. Ve herşeyim dediği yanında değilse , yanında olan herşey, hiçbişeydi onun için..

               Hava karardı. Suratındaki matem herkesi etkilemişti. Dönüş yolunun çilesinde bir çok şey yaşanmış ve bitmişti artık herkes için. Toz duman içindeki çehrelerde sahte gülümsemeler onu uykusundan uyandırmaya yetmemişti. Ön koltukta serin rüzgara bırakmıştı kendini yan camdan gelen.. Ve o şekilde uyuyup gitmişti birşeyler düşünmeden. Kendine has uykusuna dalmıştı onunla dolu. Onunla kurduğu hayallerle dolu. Ve kendine has şeylerle doldu gün boyu. Onunla dolu. Sevdiğiyle dolu..

               Aşkın en tarifsiz haliydi bu. En anlaşılmaz. En içinden çıkılmaz. Ama en anlamlı. En güzel geleni. En safı. Temizi. Aşkın en koyu şerbetiydi bu. Yalnızlık bardağında dolu. Damla damla özlem akıtan her içişten sonra. Ve her köpükte biraz daha onsuzluk olan. Onlarca , yüzbinlerce köpük. Aşk şerbeti üzerinde. Yalnızlık bardağında.. Onsuzluk köpükleri..


Önsöz:

Yazılarım önsöze gerek duymaz.

Bu yazı 12 Temmuz 2012 01:23 tarihinde yazılmıştır.


Telif Hakkı Koruma Sistemi
   Bu şiirin telif hakları Maça As' e aittir. Yazar, telif hakkı koruma sistemi dahilinde bu yazının sadece izin alınarak paylaşılabilmesi izni vermiştir.
Yazı paylaşım izni almak için lütfen tıklayınız.


Not: Tüm yazarlarımızın yazıları, telif hakkı koruma sistemi dahilinde korunmaktadır. Başka sitelerde verilen Yayın Kodu Linkleri doğrudan sitemize gelmekte olup, yayınlanan sitede yayın izni verilip verilmediğini kontrol etmektedir. Yayın Kodu Linki bulunmayan yazıları lütfen yazarlarımıza bildiriniz.


Maça As tarafından yazıldı.
12.7.2012 01:24 tarihinde eklendi.
2141 kere okundu.
Roman Romantik Romantik

 
 
Hakkımızda   |   Yardım   |   Hizmet Sözleşmesi   |   Bize Ulaşın   

Copyright ©2007-2024  AkliminOdalari.Net (AON). Her hakkı saklıdır.
Tüm eserlerin telif hakları sanatçıların kendilerine aittir.
Eserlerin izin alınmadan kopyalanması veya kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanuna göre suçtur.4,02 saniyede yüklendi.