Ana sayfa
Kullanıcı Adı: Şifre:    Üye Ol   |   Şifremi Unuttum
Müzisyenler Odası
Ressamlar Odası
Fotoğrafçılar Odası
Yönetmenler Odası
 Wié

Lâ Wiéz daha 20 yaşlarında gencecik bir kızdı. Heyecanlı hayal gücü geniş harika güzellikte biriydi. Hayat dolu eğlenmeyi seven çok yönlü neşeli ve şakacıda bir yönü vardı. Küçük kentlerinin genç insanların sıkça takıldığı güzel bir mekanda falcı olarak çalışıyordu. Fal bakıp hayatını sürdürüyor , kısaca insanlara masal anlatıyordu. İnsanların umut etmesini sağlıyor , genel olgulardan bahsedip olağan şeylere yüksek anlamlar yükleyen insanları seyretmekten büyük keyif alıyordu. O aptalca süren umutları onun tek hazzıydı. Sayesinde kentin gençlerinin yarısı evlenmişti. Hatta bir genç vardı. Devamlı müdavimi. Haftada en az bir kez gelir , ne gördüğünü sorar , uzun uzun anlatmasını isterdi. Ençokta bu gencin faydası oldu onun gelişimine. Oda herkes gibi birden bire ve istemeyerek girmişti Wié'nin mekanına. Ama onun odasına girenin hayatı değişmişti önceden beri.

 

Serin bir ağustos akşamıydı o gencin ilk gelişi. Arkadaşlarıyla otururlarken bir kaç kişinin ısrarı üzerine girmişti Wié'nin odasına. Girdi ve hiçbirşey söylemeden oturmuştu Wié'nin karşısına. Mekandaki adı buydu " Wié " . Anlattıkça dinliyor , gözlerini ayırmadan öylece izliyordu. Wié kendindeki büyünün gerçek olduğuna inanmıştı. İçindeki kıpırdanma o gencin aptal umudu yüzündendi. Anlatıyordu. Hiçbirşey olmamış gibi şaşkın şaşkın bakıyordu çocuk. Wié arada bir söylediklerini tasdik ettirip ayağını sağlam tahtaya basmak istiyordu. Anlattıklarının nerdeyse hepsini tasdik ediyordu çocuk. Wié kendindeki bu büyüye gerçekten inanmaya başlamıştı. Zaman geçtikçe çocuk haftada bir yada iki kez gelmeye başladı. İlk görüşmelerinin hemen sonrasındaki gelişinde Wié'nin karşısına oturup ona birşeyler anlatmıştı. Sevdiği bir kızın olduğunu ve o kızla olan ve olacak şeyleri anlatmasını istiyordu. Wié her seferinde büyük bir itina ile çocuğun bardağını alıyor , inceliyor , sonra elini tutuyor , uzun bir süre dikkatlice inceledikten sonra anlatmaya başlıyordu. O anlattıkça çocuk tasdik ediyor Wié'yi yere göğe sığdıramıyordu. Genç adamın bu akıl almaz olayı çok geçmeden Wié'nin aklına yatmış , gerçekten gelecekten haber verdiğini düşündürmeye başlamıştı. Öyle ki genç adamın eline bakıp sevdiği ile yaptıklarını bile tahmin edip görebiliyordu. Öyle olmasa genç adam tasdik edermiydi hiç. Bir keresinde o gence sadece eline bakarak "sevgilinle geçen hafta buluştun. Birbirinizi çok seviyorsunuz. Herşeyiniz çok güzel. Birbirinize yakışıyorsunuda. Sana bir hediye almış. Sende ona bir hediye almışsın. Onu mutlaka ver" dediği anda , çocuk şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış cebindeki hediyeyi Wié'ye vermişti. O gün böyle canlı bir tasdikten sonar herkes Wié'nin ne kadar iyi bir büyücü olduğuna inanmış , o çocuk Wié'nin parlayan yıldızı olmuştu. Wié bile kendine bu kadar inanacağını bilemezdi. İçindeki o umut ve mutluluk tarifi imkansız bir şeydi. Çocuğun bu gelip gitmeleri yıllar sürmüştü. Wié bu kentte kazanacağı para ile yetinememiş , yıllarca hayalini kurduğu deniz kenarı villasını alabilmesi için daha büyük paralar kazanmak için , aptal umutların inşa ettiği ününe güvenerek daha büyük kasabalara yelken açmıştı. Kazandığı birikimi ile yeni taşındığı bu büyük şehirde kendine hemen bir yer açmış , hemen işe koyulmuştu. Çok geçmeden ünü çevredeki tüm kasabalara ve şehirlere yayılmıştı zaten. Ondan önce davranan çeşitli fırsatçılar onun ününü çalarak sahte Wié'ler olarak görev yapmaya başlamıştı bile. Eski ününü burada tutturamayan Wié kendisinin gerçek Wié olduğunu ispatlayamamıştı. Büyücülüğünün son demlerini yaşıyordu. O eski ününü tekrar kazanıp yüksek paralara sahip olması gerekiyordu. O genç gibi bir umut lazımdı Wié ye. Umutları tükenmekte olan Wié gene her zamanki gibi erkenden gidip dükkanını açmıştı. Sabah kahvesini koyduktan sonra oturup dışarıyı seyretmeye başlamıştı. Bir eylül sabahıydı. Hazırlanan kahvesini doldurmak için tezgahın arkasına geçtiğinde kapı açıldı. İçeri giren kişi o gençti. Gene her zamanki gibi elinde gazetesi ve not defteri ile birlikte. O içeri girince eski heyecanını ve bilgiçliğini hissetti tekrar Wié. Helede çocuk onu tanıyıp "Fal bakıyormusunuz ? " diye sorunca. Wié'nin karşısına yıllar sonra tekrar oturmanın heyecanını yaşayan genç adamın mutluluğu yüzünden okunuyordu. Eski bilgileri güncellemek için baştan sıcak bir kahve ile muhabbet etmek isteyen Wié, yeni alacağı bilgilerle çocuğu gene kandırıp, ününü ikiye katlayarak çok istediği deniz kenarı villasını alabilecekti. Kahveleri getirdikten sonra çocuğa sevgilisini sordu. "Ne yaptınız kavuşabildinizmi nihayet" diyerek. Dertli bir of çeken genç mütebessim bir yüz ifadesiyle hayır diyebildi ancak. Soğuk kelimelerdi. Çünkü genç tam bir aşıktı. Deli divane sevmesine rağmen bir türlü açılamamış bir arkadaş gibi yanında duruyor , onun için şiirler yazıp hediyeler alıyor , ama bir türlü sevdiğini söyleyemiyordu. Yıllar geçmesine rağmen hiçbirşey değişmemişti. Hala sevdiğine açılamamış , hatta hala yazdığı şiirleri gelip ilk Wié'ye okuyordu. Bu şiirler Wié'nin velinimetleriydi. Tüm kurguyu bunlar ve anlatılanlar belirliyordu. Genç adamın sevgilisi Wié gittikten sonraki vakitte onun peşi sıra gider gibi gitmiş , bu genç aşığın ne kavuşacaksınız diyen bir falcısı , nede kavuşabileceği bir sevgilisi kalmıştı. Wié yıllar sonra bir daha aldı gencin elini avuçlarının içine. Genç ilk günki gibi bırakmıştı kendini Wié nin kollarına. Wié onu istediği gibi şekillendirecekti. Yıllar sonra atacağı ilk adım çok sağlam olmalıydı. Nabza göre şerbet vermeyi iye bilen tecrübeli falcı Wié , anlatmaya başladı. Her söylediğini tasdik ettirip saatlerce çocuğun falına baktı. Çocuğun içi tekrar umut dolmuştu sanki. O aptal umudunu yıllar sonra tekrar gören Wié , kendine olan güvenini tekrar kazanmış, açılacak ümidinde olduğu işlerin hayalini kurmaya başlamıştı bile. Nihayet bitiridiği falı güzel cümleyle noktaladı Wié. " Unutma , herşey çok güzel olacak. " Çocuğun gözleri doldu. Aşkı gözlerine vurdu. Yıllar sonra kavuştuğu falcısı Wié'sinin elinden tutup saol dedi. Kahvesini bitirip teşekkür etti. Ve bir daha gelmemek üzere çıktı dükkandan. Wié'nin umrunda olan genç adam değildi. Genç adam gene her zamanki gibi herde Wié'nin maharetlerini anlatacak , ünü ikiye katlanan Wié bu kentinde altını üstüne getirip sahil kasabalarından birine yerleşerek , hayalini kurduğu villasına kavuşabilecekti. Hayallere dalıp mavi rüyalarda gezdikten sonra bir an gözünü masaya çevirince gencin yıllardır elinden düşürmediği not defterine çaptı gözü. Bir hamle ile tutup dışarı fırladı bir umutla ama genç çoktan gitmişti. Gerisin geriye masaya döndü Wié. Kahvesini yudumlarken enteresan hayallere daldı. Bir müddet bu sabah keyfini sürdürdükten sonra tekrar çocuğun not defterine takıldı gözü. Açıp okumaya karar verdi. Rastgele bir sayfa açtı. Hayatının değişimi bu sayfayla başladı. Defterin neredeyse her sayfasında aynı şeyler yazıyordu :

 

" Bugünde hiçbirşey söyleyemedim. Biliyorum karşısına oturup saatlerce dinlemek aptalca. Eminim ki oda biliyor ki insanların ondan dinleyip geleceği gördüğünü umut etmeleride aptalca. Ama belli ki o insanların içindeki o aptal umudunu görmeyi seviyor. Benim geleceğimi gördüğünü sanıyor. Oda farkında olmadan aptalca umut ediyor aslında. Bende onun içindeki umudu seviyorum. Söylemek istediğim tek şey de bu ya. Seni seviyorum Wié. Keşke gerçekten görebilsen.."

 

Her sayfanın sonunda aynı cümle. Her sayfada aynı şeyler. Wié şaşkınlıklar içindeydi. Genç adam içeri ilk girdiği gün Wié'ye aşık olmuştu. Daha sonra her hafta gelip dediklerinin tümü oldu , sevdiğimle ilgili birşeyler anlat diyerek oyunu sürdürmüştü. O tasdik ettikçe Wié anlatıyor , genç adam aşık olduğu Wié ile ilgili hayalleri Wié'nin ağzından dinliyordu. Saatlerce her söylediğini tasdik edip Wié'nin içindeki umudu sürdürüyordu. Bu sayede saatlerce elini tutabiliyordu. Düşük maaşta bir çıraklıkta iş yapıyor , tüm hafta kazandığını biriktirip Wié'nin yanına gelebiliyordu. Arada bir mesaiye kalıp prim alıyor, haftada iki kere geldiğide olabiliyordu. Wié için yazdığı şiirleri sevdiğime yazdım diyerek ilk başta Wié'ye okuma bahanesiyle Wié'ye olan aşkını anlatmaya çalışıyordu. İlk günlerde sevdiğine ver dediği hediyeyi çıkarıp Wié'ye vermeside koskocaman bir kanıttı aslında. Ama herşeyi gördüğünü sanan , ünü koca şehirlere yayılan Wié , önünde duran bu koca aşkı görememişti. Wié taşındıktan bu yana senelerce onu aramış , ününü takip etmiş , nereye gittiyse ününü duyan sahte Wié lerle karşılaşmıştı bugüne kadar. Wié'den vazgeçmemişti. Onu bulduğu an sevdiğini söyleyecek ve belkide karşılık bulacaktı ama yıllarca süren bu koşuşturmada ince hastalığa yakalanan genç , ömrünün yetmeyeceğini biliyordu. Bu hastalık nedeniyle Wié'nin ona aşık olup , o ölünce üzülmesine dayanamazdı. Ona bunu yaşatmak istemediği için son bir kez görmekti amacı.

 

Wié sayfaları çevirdikçe gördüklerine inanamıyor , neler yaptığına şaşırıyordu. Yıllar sonra karşısına çıkan bu gerçek geriye kalan yıllarını ağlayarak geçirmesine neden olacaktı. Sahteydi oysa herşey. Fallar , söylenenler , vaatler, olacaklar , olmayacaklar... Gerçek olan bir kaç şey vardı ki yıllar sonra bile değişmeyen : " Aşk , umut ve soğuk kelimeler..."

 

"Umut etmek güzeldir Wié. Insanların aptalca umut etmesine gülme. Sende bana inanarak aptalca bir umuda kapıldın. Ama o umut seni görmemi sağlıyor benim. Elini tutmamı sağlıyor. Bazen aptalca umutlar , büyük gerçekleri destekler . Wié, Seni seviyorum. Keşke gerçekten görebilsen..."

 

 


Önsöz:

Maça As.



Telif Hakkı Koruma Sistemi
   Bu şiirin telif hakları Maça As' e aittir. Yazar, telif hakkı koruma sistemi dahilinde bu yazının sadece izin alınarak paylaşılabilmesi izni vermiştir.
Yazı paylaşım izni almak için lütfen tıklayınız.


Not: Tüm yazarlarımızın yazıları, telif hakkı koruma sistemi dahilinde korunmaktadır. Başka sitelerde verilen Yayın Kodu Linkleri doğrudan sitemize gelmekte olup, yayınlanan sitede yayın izni verilip verilmediğini kontrol etmektedir. Yayın Kodu Linki bulunmayan yazıları lütfen yazarlarımıza bildiriniz.


Maça As tarafından yazıldı.
22.5.2013 03:37 tarihinde eklendi.
11374 kere okundu.
Hikaye Romantik Romantik

 
 
Hakkımızda   |   Yardım   |   Hizmet Sözleşmesi   |   Bize Ulaşın   

Copyright ©2007-2024  AkliminOdalari.Net (AON). Her hakkı saklıdır.
Tüm eserlerin telif hakları sanatçıların kendilerine aittir.
Eserlerin izin alınmadan kopyalanması veya kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanuna göre suçtur.1,37 saniyede yüklendi.