Müzisyenler Odası
Ressamlar Odası
Fotoğrafçılar Odası
Yönetmenler Odası
Tonton
Birgün önce de görmüştüm, bugün benim Tonton yeni bulduğu; siyah erkek kediyi evin önüne getirmiş. Bir miyav sesi duydum pencereden hemen baktım, benim Tonton; siyah erkek kediyle koklaşıyordu. Herhalde huysuzlaştı o esnada miyavlayıp kaçtı.
Akşam az bir yiyecek yemişti, sabahta bir şey yemedi. Aşk peşinde koşarken soğukta üşüttü burnu akıyor. Evin içine alıyorum zaptedemiyorum. Aşk için dışarı çıkmak istiyor; durduramayınca dışarı salıyorum. Damadı merak ediyordum öğrenmiş oldum. Damat, Tonton'un yeni bulduğu siyah kedi.
Benim kedinin ikisi de hasta, eskisi gibi yemiyorlar. Benim kedilerin yemediği yiyeceği damatlara verdim. İki ayrı tabakta yiyecek vardı, çöpe atacağıma dökeceğime onlara verdim. İlk koyduğum yiyeceğe siyahlı beyazlı olan koca kedi geldi biraz yedi. Sonra sarı damat geldi kalanını da o yedi. Tonton kaçtıktan sonra siyah kedi gitmedi. İkinci tabağı da çıkarıp koydum. Yeni damat çok açmış tabaktaki yiyeceği tek başına bitirdi. Yeni damat şimdi de benim Karakuş'un başını bekliyor.
Kediler doğum yapıp yavruları az büyüttüğünde bir kaçını bir iş adamına göndereceğim, bilmem kaç odalı sarayı varmış; kedilere odanın birisini tahsis etsin ne olacak! Özel yiyecek falan vermelerine de gerek yok. İş adamının masasından artan etleri sucukları peynirleri yese yeter de artar bile. Bir kaçını da başka bir iş adamına göndereceğim. Hani bunlar vatanı milleti çok seviyor ya göreceğiz. Sıkıysa bakmasınlar! Eğer bakmazlarsa bilmem ne gazetesini arayacağım. Onlar da manşet atacak haber arıyor. Bilmem ne gazetesi babasının bile açığını yakalasın baş sayfaya koyar. O derece bir gazete. Bu iş adamlarına acayip derecede kafayı taktım, bunlarla uğraşacağım. Bunların masasından artan etler, sucuklar, peynirler nereye gidiyor?
Zenginlerin nasıl yemek yediğini bazen gözlerimle gördüm. Masaya konan yiyeceklerin yüzde beşini onunu yiyorlar, kalanı çöpe gidiyor! Yazık günah! Bari iş adamlarının artığı boşa gitmesin.
16.02.2017 13:12
Yakuphan Kılınç
Akşam az bir yiyecek yemişti, sabahta bir şey yemedi. Aşk peşinde koşarken soğukta üşüttü burnu akıyor. Evin içine alıyorum zaptedemiyorum. Aşk için dışarı çıkmak istiyor; durduramayınca dışarı salıyorum. Damadı merak ediyordum öğrenmiş oldum. Damat, Tonton'un yeni bulduğu siyah kedi.
Benim kedinin ikisi de hasta, eskisi gibi yemiyorlar. Benim kedilerin yemediği yiyeceği damatlara verdim. İki ayrı tabakta yiyecek vardı, çöpe atacağıma dökeceğime onlara verdim. İlk koyduğum yiyeceğe siyahlı beyazlı olan koca kedi geldi biraz yedi. Sonra sarı damat geldi kalanını da o yedi. Tonton kaçtıktan sonra siyah kedi gitmedi. İkinci tabağı da çıkarıp koydum. Yeni damat çok açmış tabaktaki yiyeceği tek başına bitirdi. Yeni damat şimdi de benim Karakuş'un başını bekliyor.
Kediler doğum yapıp yavruları az büyüttüğünde bir kaçını bir iş adamına göndereceğim, bilmem kaç odalı sarayı varmış; kedilere odanın birisini tahsis etsin ne olacak! Özel yiyecek falan vermelerine de gerek yok. İş adamının masasından artan etleri sucukları peynirleri yese yeter de artar bile. Bir kaçını da başka bir iş adamına göndereceğim. Hani bunlar vatanı milleti çok seviyor ya göreceğiz. Sıkıysa bakmasınlar! Eğer bakmazlarsa bilmem ne gazetesini arayacağım. Onlar da manşet atacak haber arıyor. Bilmem ne gazetesi babasının bile açığını yakalasın baş sayfaya koyar. O derece bir gazete. Bu iş adamlarına acayip derecede kafayı taktım, bunlarla uğraşacağım. Bunların masasından artan etler, sucuklar, peynirler nereye gidiyor?
Zenginlerin nasıl yemek yediğini bazen gözlerimle gördüm. Masaya konan yiyeceklerin yüzde beşini onunu yiyorlar, kalanı çöpe gidiyor! Yazık günah! Bari iş adamlarının artığı boşa gitmesin.
16.02.2017 13:12
Yakuphan Kılınç
